Türkiye'de Sezaryen Oranları Alarm Veriyor: Sağlık Bakanı Memişoğlu'ndan Önemli Uyarılar
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Türkiye'deki sezaryen oranlarının Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından önerilen sınırların çok üzerinde olduğunu belirterek, bu durumun anne ve bebek sağlığı üzerindeki risklere dikkat çekti. Bakan Memişoğlu, sezaryenin tıbbi gereklilik olmaksızın tercih edilmesinin doğurganlık kapasitesini de olumsuz etkilediğini vurguladı.
Türkiye'de son yıllarda sezaryen doğum oranlarının giderek arttığı gözlemleniyor. DSÖ'nün önerdiği %15-20 aralığının çok üzerinde olan bu oran, hem sağlık profesyonellerini hem de aileleri endişelendiriyor. Bakan Memişoğlu, bu konuda farkındalık yaratmak ve sezaryen doğum oranlarını düşürmek için çalışmaların devam ettiğini ifade etti.
Sezaryenin Riskleri Nelerdir?
Sezaryen doğum, tıbbi olarak gerekli durumlarda hayat kurtarıcı olabilse de, normal doğuma göre bazı riskler taşır. Anne açısından enfeksiyon, kanama, iyileşme sürecinin uzaması gibi komplikasyonlar görülebilir. Bebek açısından ise solunum problemlerine, bağırsak sorunlarına ve uzun vadede bağışıklık sisteminde zayıflamaya neden olabilir.
Neden Sezaryen Oranları Artıyor?
Sezaryen oranlarındaki artışın birçok nedeni olabilir. Bunlar arasında ailelerin tercihleri, doktorların endişeleri, doğum şekli hakkında yanlış bilgilendirme ve sağlık sisteminin bazı eksiklikleri yer alabilir. Ancak, normal doğumu teşvik etmek ve anne-bebek sağlığı için en uygun doğum şeklini seçmek büyük önem taşıyor.
Sağlık Bakanlığı'nın Çalışmaları
Sağlık Bakanlığı, sezaryen oranlarını düşürmek ve normal doğumu teşvik etmek için çeşitli çalışmalar yürütüyor. Bu çalışmalar arasında doğum planlaması, doğum öncesi eğitimler, hastanelerde normal doğumu destekleyici uygulamaların yaygınlaştırılması ve sağlık profesyonellerinin bilinçlendirilmesi yer alıyor. Ayrıca, sezaryen doğumun gerekliliği konusunda aileleri doğru bilgilendirmek için kampanyalar düzenleniyor.
Bakan Memişoğlu, “Sezaryen, tıbbi gereklilik dışında tercih edildiğinde hem anne hem de bebek sağlığı açısından risk oluşturmaktadır. Doğurganlık kapasitemizi de sınırlamaktadır. Bu nedenle, normal doğumu teşvik etmek ve sezaryen doğum oranlarını düşürmek için hep birlikte çalışmalıyız.” şeklinde konuştu.
Türkiye'nin sağlık alanındaki ilerlemesi ve vatandaşların sağlığını koruma konusundaki kararlılığı, bu tür çalışmalarla daha da güçlenmektedir. Sağlık Bakanlığı'nın sezaryen oranlarını düşürme hedefi, anne ve bebek sağlığı için önemli bir adım olacaktır.
