İstanbul Barosu WhatsApp Grubunda Ayrımcılık Skandalı: Tesettürlü Avukatlara Yönelik Mesajlara KADEM'den Sert Tepki
İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi'nin WhatsApp grubunda yaşanan son olay, Türkiye hukuk camiasında büyük yankı uyandırdı. Tesettürlü kadın avukatlara yönelik gönderilen ayrımcı mesajlar, 28 Şubat sürecini hatırlatırken, KADEM (Kadın ve Demokrasi Derneği) bu duruma sert tepki gösterdi.
Skandal Mesajların İçeriği
Olay, İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi'nin WhatsApp grubuna gönderilen bir dizi mesajla başladı. Bu mesajlarda, tesettürlü kadın avukatların mesleki yeterliliği ve baroya aidiyeti hakkında ayrımcı ve ötekileştirici ifadeler yer alıyordu. Mesajların içeriği, geçmişte Türkiye'de yaşanan 28 Şubat sürecinde görülen baskıcı ve ayrımcı yaklaşımları akla getirdi.
KADEM'den Açıklama
KADEM, yaptığı yazılı açıklamayla bu tür ayrımcı tutumları kınadı. Açıklamada, tesettürlü kadın avukatların Türkiye'nin hukuk sistemine katkıları vurgulanırken, bu tür mesajların kabul edilemez olduğu belirtildi. KADEM, İstanbul Barosu'ndan derhal bir soruşturma başlatarak sorumluların tespit edilmesini ve gerekli cezai yaptırımların uygulanmasını talep etti.
28 Şubat Paralelleri
Yaşanan bu olay, 28 Şubat sürecinde tesettürlü kadınların kamuda ve özellikle de hukuk alanında yaşadığı ayrımcılığı ve dışlanmayı hatırlattı. O dönemde, tesettürlü kadınların kamu görevine getirilmesi ve mesleki faaliyetlerde bulunması engellenmeye çalışılmıştı. Bu tür olayların tekrar yaşanması, Türkiye'de kadın hakları ve ayrımcılıkla mücadele konusunda hala yapılması gereken çok iş olduğunu gösteriyor.
Hukuk Camiasının Tepkisi
İstanbul Barosu WhatsApp grubundaki skandal mesajlar, hukuk camiasında geniş bir tepkiye yol açtı. Birçok avukat ve hukuk örgütü, bu tür ayrımcı tutumları kınayan açıklamalar yaptı. Hukuk camiası, mesleki etik ilkelerine uygun davranılması ve tüm avukatların eşit muamele görmesi gerektiği vurgulandı.
Sonuç
İstanbul Barosu WhatsApp grubundaki ayrımcılık skandalı, Türkiye'de kadın hakları ve ayrımcılıkla mücadele konusunda önemli bir dönüm noktası olabilir. Bu olay, hukuk camiasının ve toplumun genelinin, ayrımcılığa karşı daha duyarlı olması ve bu tür olayların tekrar yaşanmaması için gerekli adımları atması gerektiğini gösteriyor. KADEM'in tepkisi ve hukuk camiasının genelindeki hassasiyet, bu konuda umut verici bir sinyal olarak değerlendirilebilir.
